KİTAP OKUMA KAZANIMI OLARAK "HAYAT TECRÜBESİ"

Türü ne olursa olsun tüm kitaplar az veya çok belli bir tecrübenin ürünüdür. Dolayısıyla da okuyucular olarak bizler de o tecrübelerden istifade etme şansı yakalarız. Böylelikle öngörü yeteneğimiz gelişir ve okudukça gelişmeye devam eder. Olaylara sadece  bir pencereden bakmak yerine  birçok pencereden bakmayı alışkanlık haline getiririz. Karşımızdaki kişiyi dışardan bir gözle değerlendirmek yerine empati duygusuyla değerlendiririz. Olayların arka yüzünü, okuduğumuz her kitap sayesinde daha iyi görürüz. Her okunan roman, hikaye vs. sayesinde artan karakter haznemizle insanları daha iyi anlarız. Karakterlerin günlük hayatta da karşılığı olduğunu görürüz. Kitaplardan tanıdığımız karakterlerle gerçek hayatta tanıdığımız insanların bazen birbirine denk düştüğünü bazen de mutlak surette birbirinden ayrıldığını görürüz. Kitaplarda çizilen karakter ve tipler sayesinde beden dili hakkında da bilgimiz genişler. 

GÜÇLÜ BİR HAYAT TECRÜBESİNE SAHİP OLMAK İÇİN YAŞLI MI OLMAK GEREKİR?

 80 yıl yaşayan bir insanın mı yoksa 20 yıl yaşayan bir insanın mı daha tecrübeli olduğu sorulsa  20 yaşındaki insan daha tecrübelidir, diyebilecek bir insan tanımıyorum.  Ama soruyu özelleştirdiğimizde durumun tam tersine dönebileceğini de söyleyebiliriz. Örneğin son teknoloji aletlerin kullanımında kim daha tecrübelidir diye sorulsa cevaplar hep 20 yaşındaki bir insandan yana olacaktır. Bu bağlamda baktığımızda tecrübeyi nasıl ele aldığımız önemlidir. Ben büyük bir iddiada bulunarak okuyarak farklı yaşam deneyimleri edinen bir insanın, hayat tecrübesi bakımından kendisinden yaşça 4 kat büyük olan ama okumayan bir insandan daha tecrübeli olabileceğini düşünüyorum. Tabii kitap okumanın yanında " hayatı okumak" tabiri de vardır. Bu tabirin kitap okumaktan bir tık daha önde olduğunu düşünüyorum. Çünkü her insan öyle veya böyle kitap okuyabilir fakat her insan hayatı doğru okuyamaz. Aslında bakıldığında kitap okumak ve hayatı okumak arasında da sıkı bir bağ vardır ve birbirlerini destekler. Bir insan hayatı okuyamıyorsa hayat ona ancak çatlak bir kovaya  doldurabileceği su kadar tecrübe katar.